Beni tanıyan arkadaşlarım bilirler, gittiğim ülkelerde genelde, turist muamelesi görmem. Genelde beni oranın yerlisi sanıp, ya yol sorarlar ya da saat. Mısır, Lübnan, Fas, İtalya, Fransa, İsrail, İspanya vs. anlaşılabilir, çünkü az çok benzerlik vardır bu ülke insanlarıyla aramızda... Ama bunun Polonya, Rusya gibi ülkelerde de olması şaşırtmıştı beni doğrusu... Ya çok enternasyonel bir halim var, ya da yolda “buralar benim” edasıyla yürüyorum farkında olmadan galiba ;-) Herneyse, Hırvatistan da farklı olmadı... Uçakta yanyana oturduğumuz iki Türk ile tanıştık, ama onlar benim Türk olduğumu hostesle konuşunca anlamışlar :-) Bir tanesi uçaktan korkuyormuş, zaten sesi soluğu kesilmiş ama diğeri hem komik hem de çok konuşkandı... Turizm sektöründe çalışıyorlarmış, "Eee madem ölü sezon, bizim Türkiye’ye gelen turistlerden neyimiz eksik" deyip yurt dışına çıkmaya karar vermişler.. Hırvatistan hem yakın olduğundan hem de vize istemediğinden - bir de kızları güzel diye duymuşlar ;-) atlamışlar uçağa. Ama gördüğüm en gözü kara turistlerdi doğrusu; ilk kez yurtdışına çıkıyorlar, biri hiç İngilizce bilmiyor, diğeri kendisini kurtaracak kadar... otel rezervasyonu filan yaptırmamışlar, nerede kalınır, nereye gidilir bilmiyorlar ve araştırmamışlar da... "Gidince buluruz bir yer nasılsa" deyip çıkmışlar yola... Bana sordular “Havalanından şehir merkezine nasıl gideriz?” diye... Benim de ilk gidişim olduğundan bilmiyorum tabi... Ama baktım iyi insanlara benziyorlar, “Bilmiyorum ama, ben taksiye bineceğim, otelim merkeze yakın... yolumun üstünde bırakırım isterseniz, oradan aramaya başlarsınız” dedim.. Öyle de yaptılar... Vedalaşıp, iyi şanslar, iyi tatiller dileyip ayrıldık.
İkinci günün sonunda, işlerim bittikten sonra Ban Jelacic meydanında dolaşmaya çıkmıştım... Bir kafenin önünden geçerken baktım içerden birileri el sallıyor bana.... Bizim gözü kara turistler uygun fiyatlı bir hostel bulmuşlar, yerleşmişler, şehir küçük olduğundan gezilecek her yeri bitirmişler, gece hayatını bile öğrenmişler... oturmuş kahve içiyorlar... Neyse oturdum ben de yanlarına. Soğuktan donmuştum zaten, sıcak bir kahve tam da ilaç gibi gelecekti... Gezip gördüğümüz yerleri karşılaştırdık “Siz nerelere gittiniz?” “Sen burayı gördün mü?” filan diye konuşurken, içeriye birisi girdi...Koyu renk montunun altında kırmızı bir futbol forması var ve Türk Milli takımı formasına benziyor gibi.. Hemen arkamızda kalabalık bir grup vardı, onların yanına oturdu, montunu çıkardı.... eee gerçekten bizim milli takım forması bu... “Yoksa bir Türk daha mı?” dedik... Bir süre sonra iyice merak ettik ve “bari birimiz gidip, anlayalım” diye karar verdik. İngilizcesi az, girişkenliği çok olan turistimiz gitti milli formalı olanın yanına... ve başladılar şakır şakır konuşmaya... “Tamam işte, bu da Türk” dedik... ama yanılmışız ... Biraz sonra bizi de yanlarına çağırdılar... ve anladık ki, konuştuğumuz kişi aslında Türkçe bilen bir Hırvat üniversite öğrencisi... Seçmeli ders olarak Türk Dili okuyormuş meğer ve o yaz Türkçesini ilerletmek için İstanbul'a gelmiş... formayı da o zaman almış...
Bizim anadilimizi öğrenmeye çalışan biriyle karşılaşmak çok güzel bir duygu gerçekten... Daha önce de Türkçe bilen bir çok yabancıyla karşılaştım ama, onların hep birtakım mecburiyetleri vardı... Ya burada çalışıyorlar yada bir Türk ile evliler filan... Ama bu çocuk, bir mecburiyeti olmadan özgür bir seçimle dilimizi öğreniyor ve konuşuyor... Acaba bizde Hırvatçayı seçmeli ders olarak veren bir üniversite var mıdır diye merak ettim doğrusu... Ve de Hırvatistan’daki bir üniversitedeki bu Türk dili bölümü kimbilir ne kadar kalıcı olur... Zamanında Finlandiya’da Fince ile Türkçe arasındaki büyük benzerlikler ortaya çıkarıldıktan sonra (Her iki dil de Ural-Altay dil kökenindendir) Helsinki Üniversitesindeki Türk Dili bölümünün adının (AB yasalarına uyum çerçevesinde) Orta Asya dilleri olarak değiştirildiğini okumuştum biryerlerde... Umarım benzer bir uygulama Hırvatistan’a da sıçramaz onlar da AB ye girince.... Hep birlikte göreceğiz.
Bu yazının anafikri: Dünyanın neresine giderseniz gidin, mutlaka bir Türk yada Türkçe bilen biriyle karşılaşırsınız. Bu tecrübeyle sabittir ve insanın yüzünü güldüren bir şeydir :-)
9 yorum yap >:
sekerim ya ben bu yazinin ana fikrinde gozu kara yurdum insanimin tursitligini tuttu.. bir gunde zagrepi kesfedip kafede gozleri radar gibi calisip kafenin icinden el sallayip kendilerinin bulundugu yeri disardakine gosteren kac millet var yahu askolsun ana fikri karistirmayalim lutfen..:))) camdan tik tik yapip israrla gormeni de saglayabilirlerdi eger farketmeseydin sekerim yaaaa.. neymis ana fikir turk her yerde kendini gosterir bu kadar..:))
Senin yorumun aklıma Barcelona ve Amsterdam'daki "milletimizi tanıyalım" konu başlıklı deneysel çalışmalarımızı getirdi Sanishcim :-))
yalnız o iki adamı takdir etmek lazım her yiğidin harcı değil bu cesaret :) sırada neresi var :) bekliyoruzz :)
haklisin sekerim hatta video kanitlari da var elimizde dimi..:)))
Josecan, doğru valla, keşke herkes onlar kadar cesaretli olabilse... G. Afrika ile ilgili birkaç bölüm daha yapacağım... arada Asya yada Orta Doğu'dan bir yer anlatacağım sanırım... Sürpriz ;-)
Sanishcim, ya şimdi hatırladım, bir ara o video görüntülerini ve resimleri vereyim sana artık... di mi ama? ;-)
merhabalar, yazınızı okudum, çok hos gercekten.. acıkcası bende gitmeyi dusuunuyorum zagrep e, tabiki ilk anlamda kafamda karısıklıklar var. benede kiev, moscow, dubai ve casablanca ya gittim, sizinde yazıda dedigniz gibi, orasıda vize istemiyor, gitmekte zok zor değil ve daha öncelerden tanıstığım bi arkasım vardı orda, bu sebeplerden dolay ısectim.. fakat, yinede herseye ragmen bi kararsızlık var, otel duurmlarını yada pahalı olup olamdığını bilemiyorum... bu konuda acaba fikrinz var mı tabi bide night life :)
Merhaba, Zagrep ile ilgili daha fazla bilgi verdiğim bir Zagrep 1 yazsısı var, orada görüleceklerle ilgili daha fazla bilgi bulabilirsiniz. Seyahatlerin maliyeti ile ilgili bilgi vermem konusunda daha önce de yakın arkadaşlarımdan öneri almıştım. Ama benim bu konuda vereceğim bilgi yanıltıcı olabilir düşüncesiyle yazmıyorum. Nedeni de ben seyahtlerimin % 70 ni iş amaçlı yapıyorum ve bu nedenle genellikle 5 yıldızlı otellerde kalma ve enpopüler restoranlarda yemek yiyebilme şansım oluyor... Fakat şunu söyleyebilirim ki, Hırvatistan diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında pahalı bir ülke değil. Gece hayatı renkli ve her bütçeye uygun kalacak yerler bulmak mümkün. 3-4 günlük bir tatil için kesinlikle öneririm.
Sevgili Necla, uzun zamandır görüşememk çok can sıkıcı. Buna rağmen iyi olduğunu bilmek te çok güzel. Her şey gönlünce olsun. Sevgiyle kal. Yüksel ERDOĞAN
Yorum Gönder